24 Haziran 2010 Perşembe

AGAUE


Agaue ve Ino'nun Pentheus'u parçalayışını anlatan kırmızı figürlü Attika Seramiği (yaklaşık İ.Ö. 450-425)
Kadmos ile Harmonia'nın kızı, Ino ile Semele'nin kız kardeşi, Pentheus'un annesi. Zeus ile Semele'nin aşkı üzerine dedikodu yaptığı için Semele'nin oğlu Dianysos annesini öcünü alır. Bakhalar sürüsüne katılan Agaue, oğlu Pentheus'u vahşi bir hayvan sanarak kendi eliyle parçalamıştır. Bu konu Euripides'in "Bakkhalar" tragedyasında işlenmiştir.
Nicolas POUSSIN, Pan'ın Heykeli Önünde Bakkhalar 1631-33
BAKKHALAR:

Tanrı Dionysos-Bakkhos'un dinsel törenlerini kutlayan kadınlar alayı. Tıpkı tanrının kendisi gibi çıplak bedenlerini nebris denilen benekli ceylan derisi ile örterler, başlarına sarmaşık çelenkleri sarar ve ellerinde thyrsos, ucunda bir çam kozalağı bulunan sarmaşık ve asma yapraklarıyla sarılı uzun değnekleri ve Prometheus'un insanlara ateşi taşıdığı narteks kamışıyla tanrının peşinden koşarlar, geceleri dağda, bayırda, ormanlarda kendilerinden geçerek tanrıyla karşılaşırlar, O sırada doğa ile birlik olan Bakkhalar üstün bir güçle önlerine gelen vahşi hayvanları parçalarlar. Dionysos dinini benimsemiş bu kadınlara olgun ermişlik anlarında Thyas (vecit halinde olmak), çılgınca kendilerinden geçtikleri zaman da Mainas (çıldırmak) denirdi.
Thyrsos

16 Haziran 2010 Çarşamba

AGAMEMNON

Giovanni Battista TIEPOLO, The Sacrifice of Iphigenia


Giovanni Battista TIEPOLO, Eurybates and Talthybios Lead Briseis to Agamemmon
Sözde 'Agamemnon Maskesi'. Heinrich Schliemann tarafından 1876 yılında Mycenae de keşfedilmiştir.
Agamemnon Yunan Mitolojisinde tektir, eşsiz bir tiptir, yalnız İlyada'da değil, efsaneler boyunca onun simgelediği kavramı onun kadar etkin ve belirgin niteliklerle canlandıran başka bir kişi yoktur. Agamemnon kraldır, krallar kralıdır, her biri bir bölgenin yönetimini elinde tutan bir çok derebeylerinin başında, onları ordularıyla birlikte yöneten başkomutandır. Agamemnon'un kişiliği krallığının hem erdemlerini hemde eksik ve zayıf yönlerini önümüze serer. Bu bakımdan destan olduğu kadar tragedyalara da esin kaynağı olmuştur.


İlyada'nın üçüncü bölümünde Helene surların üstünde dizilmiş savaş alanına bakan Troyalı ihtiyarlara eski eniştesi Agamemnon'u "hem iyi bir kral hem de güçlü bir savaşcı" olarak tanıtır. Agamemenon'un krallık yetkisi Zeus'tan gelmiştir. Homeros onun asasının, kral değneğini tarihçesini çizerken soyunu Pelops'a kadar götürür. Başka bir efsane koluna göre Agamemnon'un ilk atası Tantalos'tu. İlyada'da Pelops oğullarını kan davasından bahsedilmez. Krallık normal yoldan Pelops'tan Atreus'a, Atreus'tan Thyestes'e ve ordan da Agamemnon'a aktarılır.


Agamemnon, hayat hikayesinde önemli bir rol oynayan Klytaimnestra'yla evlenmişti. Klytaimnestra kendisi gibi Leda ile Thyestos'un kızı olan Helene'nin kız kardeşiydi. Önce Thyestos'un oğlu Tantalos ile evlenmişti ama Agamemnon hem Tantalos'u hemde ilk çocuklarını öldürdü. Bu çifte cinayetin ardından istemeye istemeye evliliğe razı olan Klytaimnestra'nın kardeşleri Dioskourlar Kastor ve Polydeukes Agamemnon'un peşine düştüler. Agamemnon kayınpederi Tyndareos'un yanına sığınmak zorunda kaldı. Sonunda Kastor ve Polydeukes Agamemenon ile uzlaşmayı kabul ettiler. Ama bir cinayet ile başlayan evliliğin lanetli olduğu efsanenin devamında ortaya çıkmaktadır.


Agamemnon'un Klytaimnestra'dan üç kızı (Khrysothemis, Laodike, Iphianassa) ve son olarak da bir oğlu (Orestes) oldu. Efsanenin ilk şekli budur. Sonra Iphianassa'dan ayrı olarak Iphigeneia adlı bir kızı sahneye çıkar ve Laodike'nin yerine tragedya yazarları Elektra'yı zikrederler. Tragedya yazarları özellikle Iphigeneia, Orestes ve Elektra'yı tanırlar.


Troya Savaşı:
Paris'in Helene'yi, kaçırmasından sonra Menelaos Agamemnon'dan yardım istedi. Agamemnon şeflere yeminlerin hatırlattı ve böylece Troya'ya saldıracak ordu oluştu. Birlikler Aulis'te topladılar. Esintisiz havadan dolayı bir türlü denize açılamayan filo sonunda tanrılara bir kurban vermek suretiyle (Agamemnon'un kızı Iphigeneia) denize açıldılar.


Troya'ya varıp, çarpışmalar başladıktan sonra Agamemnon ile Akhilleus arasındaki bir kavga kopar. Ve bu kavgada krallar kralının tutumu, karakteri ve kişiliği bütün açıklığıyla ortaya serilir. Agamemnon kraldır ve her kral gibi kendi çıkarını, istek ve buyruklarını emrindeki insanlarınkinden üstün görmekte ve bu inanışa göre davranmaktadır. Tutsağı Khryseis'i geri vermek istememesi, vermek zorunda kalınca Akhilleus'unkini (Briseis) almakta hiç bir sakınca görmemesi kavganın asıl nedenidir. İlyada'da bütün ilgi Akhileus üzerine yoğunlaşınca artık Agamemnon'dan söz edilmez. Odysseia'da anlatıldığına göre Troya'nın alınmasından sonra Priamos'un kızı olan ve geleceği görme yeteneğine sahip olan Kassandra, Agamemnon'un payına düştü. Kassandra ile Agamemnon'un Teledamos ve Pelops adlı ikiz çocukları oldu.


Agamemnon ülkesine döndüğünde, karısının aşığı Aigisthos'un görevlendirmiş olduğu bir casus tarafından gözlenir. Aigisthos, Agamemnon'u büyük bir şölene davet eder. Salona önceden gizlenmiş 20 adamı ile birlikte Agamemnon ve arkadaşlarını öldürür.


10 Haziran 2010 Perşembe

AEDON (Bülbül)



Aedon Pandareos’un kızı ve Thebaili Zethos’un karısıdır. Zethos’un kardeşi Amphion, Niobe ile evlenip çok çocuk sahibi olduğu halde, çocukları çok seven Aedon’la Zethos’un yalnız bir çocuğu olur: Itylos. Aedon eltisini kıskanır ve bir gece en büyük oğlunu uykusunda öldürmeye kalkışır, ne var ki yanılır, karanlıkta Niobe’nin oğlunu değil de kendi çocuğunu öldürür. Bu yanlışlıktan öylesine derin bir acıya gömülür ki tanrılar tanrısı Zeus, onu bağışlamak zorunda kalır, Aedon’a acıyıp onu bir bülbüle dönüştürür. Bülbül Aedon, o günden beri hep bu yüzden, “Itylos! Itylos! Itylos!” diye acı acı ağlamaktaymış.

Miletos söylencesi: Aedon, Miletoslu Pandareos’un kızı ve Polytekhnos adlı sanatçının karısıdır. Kocasıyla birlikte Kolophon’da mutlu günler yaşarlar, Itys adında bir oğulları olur. Ama mutlulukları başlarına vurur, gurura kapılırlar: Zeus ile Hera’dan daha mutlu bir çift olmakla övündükleri için, Hera ceza olarak kavga tanrıçası Eris’i aralarına sokar. Karı-koca birbirleriyle yarışmaya girişirler, Polytekhnos araba yapmakta, Aedon kumaş dokumaktadır. Kim daha çabuk bitirecekse, öbürüne bir hizmetçi bulup getirecektir. Yarışmayı Aedon kazanır, kocası da gider Ephesos’tan onun kız kardeşi Khelidon’u (Yun. Kırlangıç) alır, yolda onu kirletir, saçlarını kesip köle kılığına sokar ve kız kardeşine kim olduğunu bildirirse, onu öldüreceğini söyleyerek Aedon’a verir. Aedon kız kardeşinin bir gün çeşme başında dert yandığını duyunca, onu tanır. İki kız kardeş öç almaya karar verirler, Itys’i öldürüp pişirirler ve babasına yedirirler. Polytekhnos işin farkına varınca çılgına döner, iki kız kardeşi öldürmek ister. Zeus araya girer ve birini bülbül, öbürünü kırlangıç haline sokar.
Atina söylencesi: Tragedya yazarlarının ve özellikle Sophokles’in yitik “Tereus” tragedyasında anlatıldığı gibi, Prokne ile Philomela Atina kralı Pandion’un kızlarıdır. Prokne Thrakia (Trakya) kralı Tereus’la evlenir ve Itys adlı bir oğulları olur. Ama Tereus Philomela ile de sevişir ve olup biteni kız kardeşine anlatmasın diye dilini koparır. İki kız kardeş Itys’i kesip babasına yedirmekle öç alırlar. Tanrılar Prokne’yi bülbül, Philomela’yı kırlangıç (başka bir anlatıma göre adı güzel sesli anlamına gelen Philomela bülbül olur), Tereus’u da hüthüt kuşuna dönüştürürler. Aristophanes “Kuşlar” komedyasında bu dramı, Hüthüt’ün ağzından şöyle anlatır:
Uyan garip bülbülüm, uyan,
Çöz tanrısal dilini,
Dök yüreğindeki acıları,
Anlat o kutsal ağıtlarınla
Oğlumuz Itys’in başına gelenleri,
Kızıl boynundan su gibi aksın
Oğlumuzun adını inleyen sesin,
Sık fundalıklardan göklere yükselsin,
Apollon, altın saçlı tanrı
Duyup bu acı yankıları,
Alsın fildişi çalgısını,Karşılık versin sana,
Tanrı koroları kursun yukarda,
Ve ölümsüz dudaklarından çıkan ezgiler
Karışsın sesine mutlu yüceliklerde.

8 Haziran 2010 Salı

ADONIS


Vecellio TIZIANO Venus ve Adonis


Adonis efsanesi Hesiodos'un daha önce atıfta bulunduğu Suriye orjinli bir efsanedir. Genelikle benimsenen şekli şöyledir:
Suriye Kralı Theias'ın Myrra ya da Smyrna isiminde bir kızı vardı. Aphrodite'in lanetine uğrayan bu kız babasına tutulmuş, onunla sevişmek istemiş. Dadısının kurduğu bir düzen ile babasını yatağına girmiş ve on iki gece onunla birlikte olmuş. Son gece hamile kalmış. O gece babası yanında yatan kadının kendi kızı olduğunu anlayınca bu korkunç günahı temizlemek için kılıcıyla kızının üstüne yürümüş ve onu öldürmek istemiş. Ama tanrılar kıza acımışlar ve onu babasını elinden kurtarmak için mersin ağacına çevirmişler.
Mersin Ağacı
On ay kadar sonra ağacın kabuğu çatlamış, gövdesinden dünya güzeli bir bebek çıkmış. Çocuğun güzelliğine vurulan Aphrodite onu büyütsün diye yer altı tanrıçası Persephone'ye vermiş. Ama Persophone'de çocuğa vurulmuş onu Aphrodite'e bir daha geri vermeye yanaşmamış. Tanrıçalar arasında kopan bu kavgaya yargıçlık eden Zeus Adonis'in yılın 4 ayını Persephone'nin, 4 ayını Aphrodite'nin yanında geçireceğine geri kalan zamanda da istediği yerde yaşabileceğine karar vermiş. Adonis 8 ayı da Aphrodite'nin yanında kalmayı seçince tanrıçanın delikanlıya olan aşkını kıskanan Ares, Adonis'in üzerine yaban domuzu salmış ve kasığından yaralanan Adonis kana kanaya can vermiş. Toprağı sulayan kanından Manisa Lalesi denilen bahar çiçekleri bitmiştir. Sevgilisinin yardımına koşarken ayağına diken batan Aphrodite'nin beyaz gülü de kırmıza boyanmıştır.

Manisa Lalesi

Kışın yer altında saklanan baharla birlikte yeryüzüne dönen ve aşk cümbüşü içinde fışkırıp gelişen bitkisel varlığı simgeleyen Adonis'e Suriye'de özellikle kadınlar tapınırlardı. Yılda bir bahar bayramı yaparlar, saksılara tohumlar dikerler, onları sıcak sularla sularlar, böylece hızlı büyüyen bitkiler kısa zamanda solup ölülerdi. Adonis Bahçeleri denilen bu çiçeklerin karşısında yas tutarlar ve dövünürlerdi.
Adonis efsanesi Sümer ve Hitit kaynaklarında da görülür.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails